Eğitim Programlarımız
MEB Destek Eğitim Programları
DİL VE KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ DESTEK EĞİTİM PROGRAM
Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle dil ve konuşma becerileri ve günlük yaşam aktiviteleri olumsuz etkilenmiş her yaştaki bireyin genel ve gelişimsel özellikleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.
Program ile bireylerin;
- Sesletim (artikülasyon) ve ses bilgisel farkındalık (fonolojik) becerilerini geliştirmeleri,
- Günlük iletişimde konuşma hızını ve ritmini işlevsel ve akıcı bir şekilde kullanmaları,
- Sesini kalite, perde, şiddet, rezonans ve/veya süre gibi özellikler yönünden yaşına ve cinsiyetine uygun olarak kullanmaları,
- Alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmeleri,
- Okuma- yazma becerilerini geliştirmeleri,
- Günlük iletişimde alternatif ve destekleyici iletişim yöntemlerini kullanmaları beklenmektedir.

ZİHİNSEL YETERSİZLİK DESTEK EĞİTİM PROGRAM
Program, kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan, bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan zihinsel yetersizliği olan her yaştaki bireylerin özellikleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.
Bu program ile bireylerin;
- Bağımsız yaşam becerileri kazanmaları,
- Öz bakım ve günlük yaşam becerilerini kazanmaları,
- Psikomotor becerilerini geliştirmeleri,
- Dil ve konuşma becerilerini geliştirmeleri,
- Sözlü ve yazılı anlatım becerilerini geliştirmeleri,
- Sosyal ve toplumsal uyum becerilerini geliştirmeleri,
- Bilişsel hazırlık becerilerini geliştirmeleri, beklenmektedir
İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER DESTEK EĞİTİM PROGRAMI
Program uygun işitme cihazı kullanan, doğumdan itibaren her yaş grubundan işitme yetersizliğine sahip bireylerin özellikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.
Bu program ile bireylerin;
- İşitme kalıntısını en üst düzeyde kullanmaları,
- İşitsel algı becerilerini kullanarak yaşıtları düzeyinde dil ve konuşma becerisi geliştirmeleri,
- İletişim becerilerini geliştirerek günlük yaşamda kullanmaları,
- Okuduğunu anlama ve okuma yazma becerilerini geliştirmeleri,
- Temel matematik becerilerini kazanmaları,
- Akıl yürütme becerilerini geliştirmeleri, beklenmektedir.


ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ DESTEK EĞİTİM PROGRAMI
Bireylerin gelişim özellikleri dikkate alınarak bilgiyi işlemleme, analitik düşünme, okuma-yazma ve matematikle ilgili temel becerilerinin geliştirilmesi amacı ile hazırlanmıştır.
Program ile bireylerin;
- Öğrenmeye hazırlık becerilerini geliştirmeleri,
- Okuma-yazmaya hazırlık ve okuma-yazma temel becerilerini geliştirmeleri,
- Matematikle ilgili temel beceri ve kavramları günlük yaşamda kullanmaları,
- Sorun çözme, akıl yürütme ve analitik düşünme becerilerini geliştirmeleri beklenmektedir.

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU (YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR) DESTEK EĞİTİM PROGRAMI
Yaygın gelişimsel bozukluk, birden fazla bozukluğu içeren genel bir tanı grubu olup erken çocukluk döneminde başlayan sosyal etkileşim, dil gelişimi ve davranış alanlarında yetersizliklere sahip olma durumudur.
Amerikan Psikiyatri Birliği, 1994 yılında yaygın gelişimsel bozuklukları beş bozukluktan oluşan bir grup olarak sınıflandırmıştır. Bunlar; 1. Otizm 2. Rett Sendromu 3. Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu 4. Asperger Bozukluğu 5. Başka Türlü Adlandırılmayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk (Atipik Otizm)’ tur.
Bu program ile bireylerin;
- İşlevsel becerilerin kazandırılmasına ön koşul oluşturan temel eşleme ve taklit becerilerini geliştirmeleri,
- Sosyal etkileşim başlatma ve sürdürme becerilerini geliştirmeleri,
- Alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmeleri,
- İletişim becerilerini geliştirmeleri,
- Bağımsız çalışma ve işlevde bulunma ile organize olma becerilerini kazanmaları,
- Öz bakım ve günlük yaşam becerilerini geliştirmeleri,
- Akademik becerilerini geliştirmeleri,
- Toplumsal yaşama katılım ve sosyal uyum becerilerini geliştirmeleri beklenmektedir.
Destekleyici Programlarımız
BERARD METODU / İŞİTSEL ALGI EĞİTİMİ
İşitsel algı methodu (AİT: Auditoıy Integration Training) ıg8o’li yıllarda Berard tarafından Fransa’da geliştirilmiştir. Berard uygulamasının ilk aşamasında uygulanan kişinin/çocuğun hangi frekanslara karşı aşırı hassasiyet gösterdiği belirlenir ve uygulanan seanslarında uygun frekans belirlenerek müzikler çocuğa kulaklıklardan dinletilir. Bu metoduna bazı seslere ilişkin aşırı hassasiyeti ve davranış problemlerini azalttığı yönünde araştırmalar vardır. Okul öncesi-ilköğretim-üniversiteye hazırlık-özel eğitim öğrencileri için, eğitim ve öğrenimde en yüksek verimi alabilmelerini sağlamak amacıyla, konsantrasyon artırıcı, algı açıcı ve odaklanma sağlayıcı bir ön eğitimdir.
Berard Metodu, uygulamalarda 30′ar dakikalık dinletiler halinde yapılır. 20 kez süreklilik taşıyacak şekilde dinletilere devam edilir. Günde bir kez olarak eğitim 20 günde de tamamlanabilir. Öğrencimiz uygulama sırasında MOZART ETKİSİ‘ni veren müziği dinleyerek Berard Eğitimini alır.
Gelişimi 6 ay içerisinde gösterir. Bundan sonra çocuğun diğer eğitimler ile desteklenmelidir. Otizm spektrum bozukluğu ve öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin algısının her seferinde daha ileri taşınması için eğitimin tekrarlanmasına gerek duyulabilir.
Berard Metodu ‘undan en yüksek verimi almak için; çocuğun eğitim sırasında sağlıklı kulaklara sahip olduğuna dikkat etmek gerekir. Uygulama sırasında ve 6 aylık süreçte kulaklıkla müzik dinletmemelidir.

ÖZEL EĞİTİM ALAN OTİZMLİ ÖĞRENCİLERİN
EBEVEYNLERİNİN VE ÖĞRETMENLERİNİN BERARD EĞİTİMİNDEN SONRAKİ İFADELERİ:
KONSANTRASYON – ALGI – ODAKLANMA EĞİTİMİ
Play attention ( görsel algı ) metodu
İleri teknoloji ürünü olan Play Attention, NASA’nın kendi astronot ve uzun yol şoförleri için ürettiği ve kişinin beynini bir mouse ya da oyun konsolu gibi kullandığı ve dikkat dayanıklılığını uzun süre tutabilmesini sağladığı organize olmayı öğrendiği görsel algıyı öğretici oyunlarla maksimum seviyeye çıkaran bir metottur.
Uygulama süresi toplam 3 ay haftanın 3 günü uygulanan ve ortalama 30 dakika süren bir çalışmadır.
KİMLER YARARLANABİLİR ?


ERGOTERAPİ ( DUYU BÜTÜNLEME )
Ergoterapi Nedir ?
Ergoterapi anlamlı ve amaçlı aktivitelerle sağlığı ve refahı geliştiren kişi merkezli bir sağlık mesleğidir. Ergoterapinin temel amacı kişilerin günlük yaşam aktivitelerine katılımını sağlamaktır. Ergoterapistler kişi ve toplulukların istedikleri, ihtiyaç duydukları veya kendilerinden beklenen aktiviteleri yapabilme becerilerini geliştirerek veya aktiviteyi ya da çevreyi kişilerin katılımını daha iyi sağlayabilecek şekilde düzenleyerek bu amaca ulaşırlar.
Ergoterapistler bire bir kişilerle, gruplarla veya topluluklarla iş birliği içinde çalışmak için gerekli bilgi, beceri ve davranışlarla donatılan tıbbi, sosyal davranışsal, psikolojik, psikososyal ve ergoterapi bilimi alanında geniş eğitime sahiptir. Ergoterapistler lisans eğitimleri sayesinde duyu bütünleme terapisi vermektir.
Duyu bütünleme, genel olarak bireyin duyu organları yoluyla kendi vücudundan ve çevresinden gelen duyusal bilgileri hissetme, anlama ve organize etme becerisidir.


DUYU BÜTÜNLEME BOZUKLUĞU TİPLERİ
Duyusal İşlemleme Bozukluğu: Genellikle tipik bir fonksiyonelliğe sahip olan çocuklarda, otizm spektrum bozukluğunda, dikkat dağınıklığında ve öğrenme güçlüklerinde görülür. Bu çocukların duyularında özellikle dokunma, işitme, tat, görme, koku ve hareket gibi efektif gelen bilgilerde işleme yapılamamaktadır. Duyusal hassasiyetler, motor becerilerde gecikmeler, kendini sakinleştirmeyle ilgili zorluklar, dikkat ve davranış problemleri ile karşılaşılmaktadır.
Duyusal Modülasyon Disfonksiyonu: Başkaları için tipik ve rahatsız etmeyen duygusal bilgiye aşırı tepkisellik ile karakterize bir durumdur. Sakinleşmeme (self-regülasyon), savaş, kaç ya da don cevapları ile sonuçlanır. Elbiselere aşırı hassas, yemekte mız mız-seçici seslere karşı aşırı tepkili veya hareketli aktivitelerden korkabilir. Duyusal bilginin önemli özelliklerini işlemleme ve yorumlamada ki zorluktur.
Duyusal Diskrimnasyon(Ayırt Etme) Disfonksiyonu: Kişinin, başının hangi pozisyonda olduğunu, hareket durumunu(hareketli/durgun) hangi yöne hareket ettiğini ayırt etmesi en güzel örnektir. Duyusal bilginin ayırt edilmesi; kişinin motor becerileri sergilemesini sağlar ve bu alandaki zorluklar spor, el yazısı, koordinasyon ve top oynama becerileri gibi postüral kontrol ve motor beceri gerektiren alandaki problemler ile sonuçlanır.
Praksis Bozuklukları: Motor planlama, vücudun iki tarafını koordine etme ve zamanlama ile hareket içeren komplike motor koordinasyon aktiviteleri uzay boşluğunda sergilemedeki problemleri içerir. Praksis alan problemleri; giyinme, alet kullanımı, oyun oynama, ev ödevini organize etmek gibi motor görev ve aktivitelerdir.


DUYU BÜTÜNLEME BOZUKLUĞU HANGİ ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLİR ?
DUYU BÜTÜNLEME TERAPİSİNİN FAYDALARI
DUYU BÜTÜNLEME TERAPİSİNE İHTİYACIM VAR ÇÜNKÜ..
UYGULAMALI DAVRANIŞ (ABA) ANALİZİ
Uygulamalı davranış analizi, sosyal önemi olan davranışları değiştirmeyi amaçlayan, davranışçı psikolojinin öne sürdüğü, davranış temel prensiplerine dayalı süreçleri kullanan bilim dalıdır.
Uygulamalı davranış analizi, her bireyin kendine özgü bir öğrenme biçimi ve öğrenme geçmişi olması nedeniyle her öğretim ya da davranış yönetim tekniğinin bireyde başarı ile sonuçlanmayacağı varsayımı ile geliştirilmiştir. Bu nedenle uygulamalı davranış analizi, bireysel farklılıklar dikkate alır.
Uygulamalılık: Bir çalışma, birey ya da bireyler için öncelikli öneme sahip davranışları sosyal açıdan anlamlı bir şekilde inceliyorsa uygulamalıdır. Bir başka deyişle, sosyal kabul gören uygun davranışların kazandırılması, uygun olmayan davranışların azaltılması anlamına gelir.
Davranışsallık: Bireyin değişen ya da değiştirilmesi planlanan davranışının tam olarak gözlenebilir ve ölçülebilir olmasını gerektirir.
Uygulamalı davranış analizini kullanan uygulamacı davranışı gözlenebilir ve ölçülebilir bir biçimde tanımlandığında o davranışı değiştirmekte sorun olmayacaktır.
Analitiklik: UDA’ da analitik olmak, çevresel koşulların davranışın gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesinden sorumlu olduğunu bilimsel biçimde ortaya koymaktır. Uygulamacı değişkenler arasındaki neden-sonuç ilişkisini yani işlevsel ilişkinin varlığını aramalıdır. İşlevsel ilişki davranış öncesi koşullar ile davranış arasında ya da davranışı izleyen durumlarla davranış arasında olabilir. İşlevsel bir ilişkinin varlığından söz ediliyorsa, davranışın oluşması veya oluşmaması deneysel koşullar altında gösterilmelidir.
Teknolojiklik: Sürecin yazılı olarak tanımlanmasını ve yeterince detayı içermesini ve bir başka uygulamacı tarafından yinelenebilir (tekrarlanabilir) olmasını gerektirir.
Kavramsal sistematiklik: Uygulamacının izlediği süreçler davranışın temel prensiplerinden kaynaklanıyorsa kavramsal sistematiklikten söz edilir. Bir diğer deyişle uygulamalar davranışçı ilke ve tekniklerle ilişkili olmalıdır. Davranışçı ilke ve teknikler izlenerek yürütülen uygulamalar kavramsal bir bütünlük sağlayacaktır.
Etkililik: Bir çalışma bireyin davranışını yeterli şekilde geliştiriyor ve birey için pratik sonuçlar üretiyorsa etkilidir.
Etkililiği ortaya koymak amacıyla, sosyal geçerlik, verimlilik, tüketici hoşnutluğu, kar-maliyet karşılaştırılması gibi değişkenler incelenir.
Genellenebilirlik: Davranış değişikliğinin başka durumlar ve başka davranışlar içinde sürdürülebilir olmasıdır. Genellemenin öğretim sırasında kendiliğinden gelişmesi beklenmemeli, genelleme doğrudan amaçlanmalıdır. Özel gereksinimli bireylerle çalışırken bu çok daha önemlidir. Onlarla çalışırken sadece öğretim ortamlarında davranış değişikliği sağlamak değil öğrenilen davranış ya da becerilerin başka durumlar ya da koşullarda da kullanılması sağlamak planlanmalıdır.
UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİNDE BASAMAKLAR
Hedef davranış mutlaka “güvenilir” biçimde tanımlanmalı ve ölçülmelidir.
Kullanılacak sürece (uygulamaya) bir başka deyişle bağımsız değişkene karar verilmelidir.
Uygulama (bağımsız değişken) ile hedef davranış (bağımlı değişken) arasında var olan işlevsel ilişki ortaya konmalıdır.
Hedef Davranışın Tanımlanması ve Ölçülmesİ
Davranış analizi davranışı değiştirmek için öğretici ve pratik bir yöntemdir.
Birinci basamak, değiştirilmek istenen davranışı dikkatli bir şekilde tanımlamak ve ölçmektir.
Davranış dikkatli biçimde ölçülmedikçe ve grafiksel olarak analiz edilmedikçe gelişmeleri görmek olası değildir.
Kayıt edilmeyen davranışlar kolayca unutulabilir.
Öğretmen davranışın bir gün içinde kaç kez oluştuğunu hatırlayabilir.
Ancak önceki 6 – 7 gün boyunca kaç kez oluştuğunu hatırlamakta güçlük çeker.
Bir davranışı değiştirmek için yeni bir program uyguladığınızı düşün elim, uygulama öncesi, uygulama sırasında ve uygulama sonrasında davranışın oluşum sıklığını karşılaştırmaya gereksinmemiz olduğunu biliyoruz.
Durumun bir az daha karmaşıklaştıralım bazı davranışlar günden güne çeşitlenebilir.
Hatta günün farklı zamanlarında çeşitlenebilir.
Bu yüzden davranış analizi süreçlerini kullanan kişi uygulama süresince davranışın uygulama öncesine oranla daha iyi ya da daha kötü durum da olup olmadığını bilmek zorundadır.
Bir başka deyişle değiştirilmek istenen davranışla uygulama arasındaki işlevsel ilişkiyi ortaya koymalıdır.
Kullanılacak sürece (uygulamaya) bir başka deyişle bağımsız değişkene karar verilmelidir.
Uygulama (bağımsız değişken) ile hedef davranış (bağımlı değişken) arasında var olan işlevsel ilişki ortaya konmalıdır.
Hedef davranışı değİştİrmek İçİn uygulamaya karar verme
Hedeflenen davranışları değiştirmek için uygulamaya karar vermek davranışların öncesi ve sonrasında yer alan koşulların kayıt edilmesini gerektirir.
Uygulamaya karar vermek için davranışın hangi koşullarda gerçekleştiğini ve davranışı izleyen sonuçların neler olduğunu belirlemek gerekir.
UDA’ da uygulamalar davranışın çevresel koşullarını değiştirmekle ilişkilidir.
Uygulama İle hedef davranış arasında var olan İşlevsel İlİşkİYİ ortaya koyma
UDA’ da uygulama ile hedef davranış arasındaki işlevsel ilişki tek-denekle araştırma yöntemleri kullanılarak ortaya konabilir. (Tek denekle araştırma yöntemleri “Eğitim Araştırmaları” isimli derste ayrıntılı şekilde işlenmektedir.)
Sezgin Vuran / Eğitim Notları
Kaynaklar
Cooper, J.O., T. Heron ve W. Heward. (1987) Applied Behavior Analysis. Merrill publishing co.
Kırcaali İftar, G. ve Tekin, E. (1998) Tek Denekli Araştırma Yöntemleri. Ankara. Türk Psikologlar Derneği.
Schloss, P. J., Smith A. M. (1994). Applied Behavior Analysis in the Classroom. Allyn and Bacon.
Tekin, E. Kırcaali-İftar, G. (2001).Özel Eğitimde Yanlışsız Öğretim Yöntemleri. Nobel Yayın Dağıtım.
OKUMAYI GELİŞTİRME PROGRAMI (PREP)
TÜRKÇE PREP’ İN TANIMI, YAPISI VE KAPSAMI
Türkçe Prep;
- Okuma ve yazma da problem yaşayan çocuklar için tedavi edici bir okumayı anlama programıdır. PASS teorisine ait bireysel bir müdahale programıdır.
- Eş zamanlı işlem ile ardıl işlem özelliklerini kullanarak çocuklara okumada kolaylık sağlar.
- Kelime okuma becerilerinin direkt öğretiminden kaçınırken, okumanın altında yatan bilgi işleme stratejilerini geliştirir. Program çocuklar için tüme varımın tümden gelimden daha iyi bir öğrenme biçimi olduğu bilgisine dayanarak hazırlanmıştır.
- Dikkat ve planlama programın en önemli görevleridir. Spesifik olarak, dikkat her görevi yerine getirmek için kullanılırken, planlama becerileri çocukları her görev sırasında ve sonrasında stratejilerini ve çözümlerini tartışmaya teşvik ederek geliştirilir.
- Çocuğun ihtiyaçlarına göre değişen 8 görevden oluşmaktadır. Tüm görevler küresel bir eğitimden oluşur ve bazı görevlerde müfredata göre ek içerikler bulunmaktadır.